MENÜ
MENÜ
Günlük yaşamımızda bir çok yoldan toksinlere maruz kalıyoruz.
Peki toksin ne demektir?
Ağız, solunum veya deri yoluyla alındığında belli bir dozda ve/veya belli bir zaman diliminde biyolojik sistemlere zarar veren maddelerdir.
Kirli hava, kullanılan dezenfekte edici ürünler, sigara dumanı, plastikler vb gibi durumlar bizi toksinlere maruz bırakıyor. Bazı besinler ve kötü beslenme de bunlara dahil…
Peki toksinlerden ne kadar etkilendiğimizi nasıl anlarız ?
· Yorgunluk
· Dikkat dağınıklığı
· Sık sık baş ağrısı
· Bağırsak düzeninde bozukluk
· Uyku düzensizliği
· Stress
· Kronik bir hastalığa sahip olma gibi durumlardan birkaçını yaşıyorsanız toksinlerden etkileniyorsunuz demektir.
Ayrıca sigara-alkol kullanımı, kötü ve düzensiz beslenme, hareketsizlik, hep havasız ortamda çalışma, metal-çelik-kimyasal vb ortamlarda çalışma durumunuz da toksinlere maruz kalmanızı arttıracaktır.
Besin toksinleri ise bitki ve hayvanların büyümeleri sırasında toprak, yem ve diğer çevresel etmenlerden gelip bitki ve hayvan dokularında doğal olarak veya mikroorganizmaların çalışması sonucu oluşan ve toksik etki gösteren öğelerdir.
Örneğin patateste aşağı yukarı 150 tür kimyasal öğe vardır.
Besinlerde bulunan toksik maddeler 3 gruba ayrılır;
· Doğal Besin Toksinleri (Bitki-Hayvan kaynaklı toksinler, mantar toksinleri)
· Mikrobiyal Toksinler
· Kimyasal Kirleticiler
Doğal besin toksinlerinden en zararlıları bazı küflerin metabolizmaları sonucu oluşturdukları mikotoksinlerdir. Bu toksinlerin en çok tanınanı Aspergillus flavus küfünün ürettiği aflatoksinlerdir. Bu da en çok küflenmiş yer fıstığında görünür. Bunun dışında mısır, pirinç gibi taneli ürünlerde bulunabilir. Tüketmeden önce dikkat etmekte fayda vardır. Saklama koşulları küf oluşumunu önlemek için çok önemlidir. Nemsiz, ışık almayan ortamda saklanmalıdır.
Mikrobik toksinlerden bir grubuda deniz ürünleri ile insanlara geçmektedir. Daha çok istiridye, midye ve diğer kabuklu deniz hayvanları tarafından alınmaktadır.
Bazı arılar zehirli bitkilerden nektarı alarak zehirli bal oluşturmaktadırlar. Güvenilir kaynaklardan bal satın almaya dikkat edilmelidir.
Patateste bulunan solanin zehirlenmeye yol açmaktadır. Solanin, patates bitkisinin hemen kabuğunun altında özellikle çimlerinde, köklerinde ve yapraklarında oluşur. Işıkta beklenmesi sonucu
yeşillenmiş patateslerde solanin miktarı artar. Bu nedenle çimlenmiş patates tüketilmemelidir. Saklanırken patateslerin ışık temasından korunması yeşillenmeyi önlemek için önemlidir.
Çiğ yumurta, pastörize edilmemiş süt ürünleri tüketilmemelidir.
Besinlerin bileşiminde çok az konsantrasyonda ve çok değişik türde bulunan toksik öğeler dengeli bir diyette normal sağlıklı kimseler için bir tehlike olmamaktadır. Etki gösterebilmesi için uzun süre, çok miktarda tüketilmesi gerekir. Doğal toksinler normal sağlıklı bireylerde etkisiz olabilmesine karşın hastalık, malnutrisyon, allerji ve doğuştan metabolizma bozuklukları gibi durumlardan dolayı duyarlı olan bireylerde olumsuz etki gösterebileceği unutulmamalıdır.
Zararlı kimyasalların vücudumuzdaki olumsuz etkilerini önlemek içinse beslenmenizde mutlaka sebze meyve tüketimine özen göstermeli ve yeterli su içmelisiniz. Saklama, hazırlama, yıkama, pişirme işlemlerine özen göstermelisiniz.
Paracelsus’un ünlü sözünü hepiniz bilirsiniz: ‘’Her madde toksindir, toksin ile toksin olmayanı birbirinden ayıran, dozdur.’’
