Menopoz; Yunanca mens (ay) ve pause (durmak) sözcüklerinden türetilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) menopozu, overlerin folikül aktivetisini kaybetmesi sonucunda menstruasyonun tamamen sonlanması olarak tanımlamaktadır. Genellikle 48-55 yaşları arasında görülmektedir. Ancak fazla kilolu kadınlarda daha erken görülebilmektedir.
Bu dönemde östrojen hormonunun azalması nedeniyle osteoporoz, şişmanlık, kalp-damar hastalıkları gibi sorunların görülmesi riski artar.
Menopoz öncesi kadınlarda menstrual siklusta hormonal değişiklikler nedeniyle metabolizma hızı artar. Menopoz sonrası dönemde ise bu durum ortadan kalktığı ve yaş ilerlediği için metabolizma hızında azalma görülür. Dolayısıyla toplam vücut yağ yüzdesinde artış gerçekleşir. Özellikle karın bölgesinde yağlanma görülür. Bu durum Tip 2 diyabet için de risk faktörüdür. Ayrıca yapılan çalışmalarda menopoz sonrası kadınlarda artan beden kütle indeksi (kilonuz/ boyunuzun karesi) meme kanseriyle ilişkili bulunmuştur.
Menopoz öncesi dönemde kadınlardaki östrojen hormonu kardiyovasküler hastalık riskine karşı koruyucudur. Kötü kolesterol dediğimiz LDL’yi düşürür, iyi kolesterol dediğimiz HDL’yi ise artırır. Menopoz döneminde ise östrojenin bu koruyucu etkisi kalktığı için kalp damar hastalıklarına karşı bir risk oluşur. Özellikle şişmanlık da varsa bu duruma daha çok dikkat etmek gerekir.
30-40 yaşlarında başlayan kemik – mineral kaybı, kadınlarda menopoz döneminde üst düzeye ulaşır. İdrar ile kalsiyum atımında artış, bağırsaklardaki kalsiyum emiliminde azalma bunun en büyük etkenlerindendir. Sonuç olarak osteporoz riski artar. Kemiklerde zayıflama ve kırık riski oluşur.
Menopozda yeterli ve dengeli beslenme çok önemlidir.