MENÜ
MENÜ
Son yıllarda tarım ilaçları, raf ömrünü uzatmak için uygulanan yöntemler ve çevresel toksin bulaşmalarından dolayı çoğumuz artık kabuklu yemeye korkar olduk. İyice yıkamak, soymak bizim için önemli hale geldi. Oysa meyvenin içi ve kabuğunda ve bulunan bileşenler sağlık için pek de göz ardı edilemez. Araştırmalar vücuttaki zararlı maddelerin (serbest radikallerin) kalp-damar ve kanser gibi önemli hastalıkların gelişmesinde rol oynadığı bilinmektedir. Bu nedenle bu hastalıklardan korunmak için antioksidan besinler tüketilmeli. Elma zengin antioksidan (fenolik bileşikler) kaynaklarından biri. Elmanın kabuğunda ve içinde kuvvetli antioksidan olan kersetin türevleri en baskın bileşenlerdir. Bu da birçok hastalığa karşı koruyucu etki de katlı sağlayabilir. Kabukta, yüksek miktarda bulunan antosiyanin ve polifenollar incelediğinde, kabukta daha fazla miktarda görülmüş.
Yine elmanın kabuğunda bulunan bir maddenin (ursolik asit) kanserin gelişimini engellediği deneysel olarak gösterilmiş. Ayrıca kabukta bulunuan (özellikle sert yeşil elmalarda) antioksidanların bazı zararlı mikroplar, mantar ve helikobakter bakterisine karşı savunma kalkanı oluşturduğunu gösteren çalışamalar da mevcuttur.
Elmayı tüketmeden önce karbonatlı suda biraz bekletip, iyice yıkayıp kabukla da tüketebilirsiniz.
Elma sert olduğu için ve çiğnemek zaman aldığı için tokluk hissi yaratabilir. Ama bazı kişilerde elma yedikten hemen sonra açlık hissedebilirler. Böyle durumlarda yanında protein kaynağı dediğimiz, süt ve süt ürünleri türevlerini tüketebilirler.
